Dijital Dünyada Kendimizi Nasıl Sunuyoruz?
Sosyal medyada kimliğimiz, bulunduğumuz platforma göre şekilleniyor. Peki, gerçek isimle mi var olmalı, yoksa anonim kalmak mı daha güvenli?
Digital 2021 Global Overview Report’a göre, dünya genelinde 7,83 milyar insan yaşıyor ve bu insanların neredeyse %60’ının sosyal medya hesabı var. Bu kadar yüksek bir kullanım oranı; çevrimiçi kimlik, anonimlik ve takma isim (pseudonymity) gibi kavramların hayatımıza girmesine yol açıyor.
Bu yazıda, bu kavramların etkilerini, kendi kişisel Twitter kullanımımı ve Emily van der Nagel ile Jordan Frith’in r/Gonewild topluluğu üzerine yaptığı incelemeyi ele alacağım.
Hangi Platform, Hangi Kimlik?
Kullandığımız sosyal medya platformu, gerçek kimliğimizi mi yoksa anonim bir kimlik mi tercih edeceğimiz konusunda belirleyici oluyor.
Facebook, Twitter, Instagram, LinkedIn gibi kendi ismimizle var olabildiğimiz platformlarda gerçek kimlik kullanmak daha uygun görünüyor.
Buna karşılık Reddit, 4chan veya r/Gonewild gibi platformlarda anonim olmak çoğu kullanıcı için daha avantajlı.
Zuckerberg ve “Tek Kimlik” Meselesi
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’e göre, gerçek kimliğinizden farklı bir kimlikle hesap açmak “iki kimliğe” sahip olmak anlamına geliyor ve bu dürüst değil.
Kız kardeşi Randi Zuckerberg ise, insanların internette kendi gerçek kimlikleriyle yer alması gerektiğini savunuyor.
Onlara göre, anonim hesaplar kendilerini dokunulmaz hissediyor; halbuki insanlar kendi kimlikleriyle etkileşimde bulunduklarında iletişim daha olumlu oluyor. (Van Der Nagel & Frith, 2015)
Ben kendi Twitter hesabımı kullanırken bu görüşlere katılıyorum. Gerçek kimliğimle orada olmak, farklı bir isim altında düşüncelerimi paylaşmaktan daha doğru geliyor.
Örneğin anonim bir hesabım olsa, takımım yenildiğinde bir futbolcuya öfkemi rahatça yazabilirim. Ama kendi ismimle orada olduğum için bunu yapmıyorum. Çünkü ilerleyen yıllarda hâlâ aynı kimlikle orada olacağım ve bu, geri dönüp beni olumsuz etkileyebilir.
“Saklamak İstediğin Bir Şey Varsa, Belki de Yapmamalısın”
Eski Google CEO’su Eric Schmidt’in şu sözü tam olarak benim yaklaşımımı yansıtıyor:
“Eğer kimsenin bilmesini istemediğin bir şey varsa, belki de onu en başta yapmamalısın.”
Anonim veya takma isimle açılan hesapların önemli bir kısmı, “nasıl olsa kimse bulamaz” düşüncesiyle çok daha rahat hareket ediyor.
Sosyolog Erving Goffman, kimliğin sabit kalmadığını, bulunduğumuz ortama göre değiştiğini söyler. Aile yanındaki halimiz, arkadaş ortamındaki halimizden farklıdır. Ancak anonimlik bu durumu kötüye kullanabilir.
Gerçek hesaplara gelen olumsuz yorumların çoğu anonim hesaplardan geliyor, çünkü insanlar gerçek hayatta söylemeye cesaret edemeyeceklerini çevrimiçi ortamda anonimlik perdesinin arkasında rahatça dile getirebiliyor.
Anonimliğin “Güvenlik” Sağladığı Yerler
Bununla birlikte, Reddit, 4chan veya r/Gonewild gibi platformlarda anonim kalmak kullanıcıyı koruyabilir.
Goffman’ın da belirttiği gibi, kimliklerimiz duruma göre şekillenir. Bazı içerikler, gerçek hayatta paylaşamayacağımız türden olabilir. Anonimlik, bu paylaşımları yaparken kişinin günlük hayatındaki ilişkilerini ve imajını korumasına yardımcı olur.
Ben bir Reddit kullanıcısı olsaydım, orada paylaştığım içerikleri kişisel bilgilerimin yer aldığı Twitter hesabımda paylaşamazdım. Hem Twitter’ın işlevi bu tür paylaşımlara uygun değil, hem de alacağım tepkiler büyük ihtimalle oldukça olumsuz olurdu.
Sonuç olarak, gerçek kimlik, anonimlik ve takma isim kullanımı, tamamen platformun yapısına ve paylaşımın türüne bağlı olarak avantaj veya dezavantaj yaratabilir.
Günlük kullanımda anonimlik, hem kişinin hem de çevresindekilerin kimliğine zarar verebilirken; gerçek kimlik de anonim paylaşımlara alışılmış platformlarda kullanıcıya zarar verebilir.
Dijital dünyada “hangi kimliğin” doğru olduğu, aslında “hangi ortamda” olduğumuz sorusunun cevabına bağlıdır.
Collective Spark 