Kas Gelişimi mi Takıntı mı?

3–5 dakika

Gençlerde Ortaya Çıkan Bigoreksi Tehlikesi

Spor salonuna yeni yazılmış bir genç, ilk haftalardan sonra aynadaki görüntüsüne daha dikkatli bakmaya başlar. Kaslarını biraz daha belirgin görmek hoşuna gider. Belki göğüs kasları biraz daha şekillenir, belki pazular daha net görünür.

Ama zamanla, bu gözlem bir takıntıya dönüşür: aynaya her bakışta daha az kaslı görünmeye başlar. Daha çok antrenman yapar, daha çok protein tüketir, daha az sosyalleşir. Ve en sonunda o kişi artık “fit olmak” için değil, “yetersiz hissetmemek” için spor yapmaktadır.

Bu yazının konusu, tam da bu noktada başlıyor. Bigoreksi ya da diğer adıyla kas dismorfisi, özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkan, hızla yaygınlaşan ama pek az konuşulan bir sorun. Ve bu sorun, sadece “fazla spor yapmak” gibi basit bir davranış değil; bir beden algısı bozukluğu, bir psikolojik hastalık.


Bigoreksi Nedir?

Bigoreksi, vücut dismorfik bozukluğunun (VDB) bir alt türüdür. Tıpkı anoreksiyada birey kendini olduğundan şişman görürken, bigorekside de kişi kendini olduğundan zayıf, cılız ve yetersiz kaslı görür. Oysa dışarıdan bakıldığında kişi gayet fit ya da oldukça kaslıdır. Bu durum, beynin bedenle kurduğu ilişkinin bozulduğunu gösterir.

Bu bozukluk, ilk olarak 1997’de Pope ve arkadaşları tarafından tanımlanmıştır. Onlara göre bigoreksi, kas yapma isteğinin ötesine geçip takıntılı bir hâl alması, sosyal, akademik ve duygusal alanları olumsuz etkileyen bir hastalıktır (Pope et al., 1997).


Neden Gençleri Etkiliyor?

Bigoreksinin özellikle gençler arasında yaygınlaşmasının birkaç temel nedeni var. Bunlardan ilki, ergenlik döneminde bedenin hızla değişmesi ve kimlik arayışının yoğun olması.

Beden, bu dönemde özgüvenin merkezi hâline geliyor. Daha kaslı olmak, daha “erkek” veya daha “güçlü” hissetmek anlamına gelebiliyor. Bu da birçok genci ağırlık antrenmanlarına yönlendiriyor.

İkinci önemli etken ise sosyal medya. Instagram, TikTok ve YouTube gibi platformlarda idealize edilen kaslı bedenler, genç erkekler arasında “normalin” standartlarını değiştiriyor. Artık sadece fit olmak yetmiyor; vücut yağ oranı tek haneli, karın kasları belirgin, omuzlar geniş ve simetrik olmalı.

2022’de yapılan bir çalışmaya göre, sosyal medyada geçirilen süre ile vücut memnuniyetsizliği arasında güçlü bir ilişki var (Griffiths et al., 2022).

Özellikle erkek kullanıcılar, algoritmaların sürekli karşılarına çıkardığı “fit ve kaslı (ripped)” influencer’larla kendilerini kıyasladıkça yetersiz hissetmeye başlıyor.


Belirtiler: Spor Mu, Takıntı Mı?

Peki bir kişi ne zaman sağlıklı spor alışkanlıklarından uzaklaşır ve bigoreksinin içine girer? Bunun sınırları genellikle şu davranışlarla çiziliyor:

  • Ayna karşısında çok fazla vakit geçirmek ve kaslara odaklı sürekli kontrol davranışları.
  • Beslenmede aşırı katılık: Sosyal ortamlarda yemek yememek, karbonhidratı tamamen kesmek ya da sadece “temiz” yiyeceklerle beslenmek.
  • Antrenmanları asla aksatmamak; hastalık, sınav, aile etkinliği gibi durumlarda bile salona gitmeyi öncelik hâline getirmek.
  • Supplement ve steroid kullanımına yönelmek.
  • Sosyal ilişkilerde azalma, içe kapanma, depresif ruh hâli.

Bu davranışların bir ya da birkaçına sahip olmak, bigoreksinin göstergesi olabilir. Önemli olan nokta, bu alışkanlıkların kişinin günlük yaşamını ne kadar etkilediğidir.


Görünmeyen Riskler

Bigoreksi sadece psikolojik bir sorun değil; fiziksel sağlık açısından da ciddi riskler barındırır. Takıntılı spor yapma davranışı, kas-iskelet sistemi üzerindeki yükü artırarak sakatlıklara yol açabilir.

Ayrıca kontrolsüz takviye gıda kullanımı, karaciğer ve böbrek sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Daha da kötüsü, bazı gençler kaslarını daha hızlı büyütmek için anabolik steroid gibi yasadışı maddelere başvurabiliyor.

Steroidler kısa vadede kas gelişimini artırsa da uzun vadede hormon dengesini bozabilir, kalp-damar hastalıklarına yol açabilir ve depresyon, öfke nöbetleri gibi psikiyatrik sorunlara neden olabilir.


Ne Yapmalı?

Bigoreksinin fark edilmesi ve önlenmesi için öncelikle beden algısının konuşulabilir olması gerekiyor. Okullarda, spor salonlarında ve sosyal çevrelerde, “kaslı olmak” üzerinden kurulan kimliklerin sorgulanması şart.

Eğitmenlerin ve ailelerin, gençlerin sadece fiziksel görünümlerine değil, mental sağlıklarına da dikkat etmesi önemli. Fitness kültüründe, “daha fazlası her zaman daha iyidir” anlayışı yerine, “daha sağlıklı olan daha iyidir” yaklaşımının benimsenmesi gerekiyor.

Psikologlar, bigoreksi belirtileri gösteren bireylerde bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yaklaşımların etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle genç yaşta başlayan bu tür müdahaleler, beden algısını yeniden yapılandırmak açısından son derece faydalı.


Sonuç

Kas geliştirmek, güçlü olmak istemek doğal bir dürtüdür. Ama bu dürtü takıntıya dönüştüğünde, kişinin hem bedenine hem ruhuna zarar vermeye başlar.

Vücut geliştirme bir yaşam tarzı olabilir; ama sağlıklı bir yaşam tarzı, beden kadar zihinle de ilgilenmeyi gerektirir.

Bigoreksi, görünmeyen bir tehlike olsa da, hakkında konuştukça etkisini yitirecek bir düşmandır. Aynaya baktığınızda kendinizi eksik değil, yeterli görmeyi öğrenmek ise belki de vücut geliştirmenin en zor ama en değerli kısmıdır.


Kaynakça:

  • Pope, H.G., Katz, D.L., & Hudson, J.I. (1997). Anorexia nervosa and “reverse anorexia” among 108 male bodybuilders. Comprehensive Psychiatry, 38(6), 319–325.
  • Griffiths, S., et al. (2022). Social Media Use and Body Dissatisfaction in Adolescents: A Meta-Analytic Review. Clinical Psychology Review, 91, 102105.
  • Hildebrandt, T., et al. (2006). Muscle dysmorphia: What do we know about the psychological disorder that affects bodybuilders? Harvard Review of Psychiatry, 14(4), 217–224.
  • Tod, D., et al. (2016). Muscle dysmorphia: Current insights. Psychology Research and Behavior Management, 9, 179–188.

Collective Spark sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin